31 Aralık 2009 Perşembe

Yeni Yılınız Kutlu Olsun


Başarıyla,sağlıkla,mutlulukla geçecek,sıkıntılardan,dertlerden uzak bir yıl dilerim arkadaşlar...
Sevdiklerinizle ve sevenlerinizle daha nice yeni yıllara...



www.nostaljim.org
ee bizim sitemiz işte :))

17 Aralık 2009 Perşembe

Kızıma Panço

Merhaba arkadaşlar :)

Cumartesi Bolu'ya kızımın yanına gittim,

gitmedende panço istemişti onuda örüp götüreyim dedim,
alel acele hemen bitirdim pek hoşuma gitmedi ama o çok sevdi ve beğendi :)
Birde poşetlik ördüm orda, resimleyemediğim için buraya aktaramadım,inşallah kendime ördüğümü paylaşırım sizlerle :)



www.nostaljim.org

8 Aralık 2009 Salı

Mehmet'çiklere Uzanan Eller Kırılsın


Çok çok üzgünüm ifade edecek kelime bulamıyorum :(
Sadece diyorum ki;siz ancak böyle kahpece vurursunuz işte,sinsice saklanarak ama
bir şeyi unutuyorsunuz bu bayrak bu vatan bizim ve kahpece saldırılarınızla bu bayrağı indiremeyecek bu vatanı bölemeyeceksiniz!!!

Ruhlarınız şad olsun aslanlar ve tüm Türkiye'nin başı sağolsun...






www.nostaljim.org

28 Kasım 2009 Cumartesi

Bayramınız Mübarek Olsun...

Tüm blogdaşlarımın bayramını en içten dileklerimle kutluyor,
daha nice sağlıklı,neşe içinde geçen bayramlar diliyorum...
Gönlüm tüm arkadaşlarımı tek tek gezmek istiyor fakat zaman ve sağlığım şimdilik buna el vermiyor,en kısa zamanda telafi etmeyi umuyorum,
sağlıcakla kalın...



www.nostaljim.org

19 Kasım 2009 Perşembe

Baş Dönmesi Beni Yatağa Düşürdü...


Bazen ,aman başım döndü deyip,tuzlu ayrandı,sodaydı içip,geçiştirdiğimiz ama aslında hiçte hafife alınmayacak bir hastalık,geçen perşembe gecesi yataktan kalkarken başım döndü ama önemsemedim,geçer nasılsa dedim dedimde,geçmedi bir türlü,cumartesi acile gittik,oğlumda hasta olunca korktuk şu malum gripten dolayı şükür öyle birşey yok oğlumun sinüziti yenilemiş ama benim baş dönmem geçmeyince dün tekrar hastaneye kulak burun boğaz doktoruna göründüm,yatakta sağımdan soluma dönerken,aniden başımı çevirdiğimde,eğildiğimde tv izlerken bile fırlıdak gibi herşey etrafımda dönüyor yok böyle birşey,dr. şikayetlerimi dinledi kontrolünü yaptı ve bana pozisyona bağlı başdönmesi dedi,yataktan kalkarken oturup ellerimi dizlerime koyup bikaç dakika öyle durup kalkacakmışım,ilaçlarıda kullanıyorum ama hala aynıyım,geçmezse 20 gün sonra işitme testi yapılacak,hastalık kötü,sürekli yatıyorum ani hareket yapamıyorum,pc başında oturamıyorum...
Bloguma gelip selamlarını bırakan arkadaşlarıma çok tşk ediyorum gelip bakıp bazende sadece okuyup çıkıyorum inşallah atlatayım şu baş dönmesini tüm arkadaşlarıma iadeyi ziyarette bulunacağım...
Hepinize sağlıklı günler dilerim blogdaşlarım,her şeyin başı sağlık,sevgiyle kalın...
www.nostaljim.org
ee bizim sitemiz işte :))

10 Kasım 2009 Salı

Seni Hiç Unutmadık!!!


Ruhun Şad olsun Atam,önünde saygıyla eğiliyorum...

On Kasım! (Yaşıyorsun Atatürk!)
Bir, şehitler ölmüyor
Bir de senin gibiler!
Milletinin kalbinde
Yaşayan abideler!
****
Fikirlerin yaşıyor!
İlkelerin yaşıyor!
Cumhuriyet yaşıyor!
Yaşıyorsun Atatürk!
****
Işıksın yolumuza!
Barışsın dünyamıza!
Akılsın hülyamıza!
Ölür müsün Atatürk!
****
Yediveren gül gibi
Her mevsim açmaktasın!
Sana öldü denir mi
Her gün çoğalmaktasın!
****
Türklüğün kendisisin!
Gençliğin kalbindesin!
Akılcı yeniliksin!
Ölür müsün Atatürk!
****
Senin fikirlerinle
Yeşeriyor fidanlar!
Senin ilkelerinle
Aşılıyor zorluklar.
Senin aydınlığınla
Eriyor karanlıklar!
****
Ulu önderimizsin!
Özgürlük türkümüzsün!
Yolumuzda bilimsin.!
Uygarlığın üstünde
Parlayan kültürümsün!
****
Gençliğin öldü mü ki
Umutlar söndü mü ki
Dünyamız dönmez mi ki
Sen ölesin Atatürk!
****
Bizim için 1O Kasım
Seni anlamak demek!
Bizim için 1O Kasım
Seni yaşatmak demek!
****
Bizim için 1O Kasım
Çağları aşmak demek.
Ordunla, gençliğinle
Yaşıyorsun Atatürk!
****
Ali Koç Elegeçmez

29 Ekim 2009 Perşembe

Cumhuriyet Bayramı

Sonsuza dek sahip çıkacağımız bu vatan ve bu BAYRAK bizim!
Cumhuriyet Bayramımız
hepimize kutlu olsun...


www.nostaljim.org

27 Ekim 2009 Salı

Kadın Olmayı Özledim

KADINLIĞIMI ÖZLEDİM…
Ben hiç erkek gibi bir kadın olmayı istemedim!
Ben kadın gibi kadın olmayı istedim…
Ve hep bunu özledim.
Ben sadece beni sevsinler istemedim!
Ben erkeğin omzunu istedim...
Orada ağlamayı özledim.
Ben hiç erkekle eşit olmak istemedim!
Ben erkeğin üstünlüğünü istedim…
Bakışından irkilmeyi özledim.
Ben erkek gibi sevişmeyi istemedim!
Kadınsı duygular istedim…
Dokununca titremeyi özledim.
Ben hiç erkek gibi hesap sorayım istemedim!
Bana hesap sorulsun istedim…
İlgilenilmeyi özledim.
Ben erkek gibi hep kararları veren olayım istemedim!
Ben fikirler uyuşsun istedim…
Birlikteliği özledim.
Ben erkek gibi bağıran olmak istemedim!
Ben susabilmeyi istedim…
Sakinlik ve huzuru özledim.
Ben erkek gibi özgürlük istemedim!
Kadın gibi sorgulanmak istedim…
Kıskanılmayı özledim.
Ben erkek gibi gözlerim uzaklarda olsun istemedim!
Yakınımdakileri sevmek istedim…
Paylaşabilmeyi özledim.
Ben erkeğimin bana ‘’seksisin’’ demesini istemedim!
Ben ‘’güzelim’’ denilsin istedim…
Yumuşacık duyguları özledim.
Ben erkek gibi güçlü görüneyim istemedim!
Gücü onlarda görmek istedim…
Sahiplenilmeyi özledim.
Ben erkek gibi arkadaş olayım istemedim!
Ben erkeğimin kadını olayım istedim…
Kadınım denilmesini özledim.
Ben erkek gibi hiç baba olmayı istemedim!
Ben hep anne olmak istedim…
Anneyken bile bu duyguyu özledim.
Ben hiç erkeğimin anası olmak istemedim!
Ben sevgilim denilsin istedim…
Fark edilmeyi özledim.
Ben hiç erkek gibi bir kadın olmayı istemedim!
Ben hep kadın gibi kadın olmayı istedim…
Ve içimdeki fahişeyi özledim.
Yaradılış tan mı? Yoksa! Yaşananlardan mı? Bir kadın, KADIN olmayı özler.
.
Daha doğduğumuz da fiziki, sonrasında bastırılmanın getirdiği kişilik ezikliğini düşünecek olursak! Sanırım..Yaşananlar, bize KADIN olmayı özlettiriyor.
Güçlü kadın, ezik kadın, anne kadın, hizmetçi kadın, frigit kadın, fahişe kadın, erkek kadın, seksi kadın, aptal kadın, zeki kadın, çirkin kadın, güzel kadın, yalnız kadın………………Amma adı var! Kadının.
Ve! Yaşamın getirdiklerinle, bu adlardan biri yakıştırılan türlü türlü kadın…..
Feminist değilim ve olmak da istemedim. Ne olanları, ne de sonradan olma feministleri de hiç sevmedim. Erkek erkekliğini, kadın da kadınlığını bilmeli diyenlerdenim. Ne yazık ki! Hayat şartları ve medeniyetin; sorumlulukla beraber fedakarlığın getirdiği birliktelik iletişimini, nasıl alt üst ettiğini ben de sizler gibi.. Yüreğim burkularak izlemekteyim. Erkeklerin; Uçkur derdine düşüp, yatıp kalkıp seksteki performanslarının hesaplarını yaparken! Bu arada; Geç kalmadan! Birlikte olduğu kadınların da bir şeyler isteyebileceğini fark edecek kadar, beyin ve gönül performanslarına dikkat etseler… Bizler de kadınlığımızı bu kadar özlemeyiz! Sanırım.
Sanırım; Hiçbir kadın, erkeğin yapması gereken işleri durup dururken üstlenmez. Sert ve tuttuğunu koparan, baskın karakterli bir kadın bile olsa; yüreği, erkek gibi olmayı istemez. Her Kadın, bilir ki! Erkekler güçlü kadın isteseler de... güçlü kadını sevmez. Kadın bilir ki; erkeğinden bir şey istemezse! Erkek kendini kendi gibi hissedemez. Kadın bilir ki; Erkek, kendisinden çok şey isteyen, kendisine öğretmenliği hissettirene sahip çıkar… İster. Ama bilmezler ki! Onları aptal ve yapmacık da bulsak bizler…Yalan değil! Yaşayabildikleri kadınlıklarını İmrenerek izler, hatta takdir ederler…
Eğer yaşam; Kadına güçlü olmasını gerektirecek bir yol çizip de… mecbur etmişse! Peki, güçlü kadının suçu ne? Sarıldıkları insanların, tutundukları adamların onları hak etmediklerini düşünüp; Aşka inançlarını kaybedip! Kendilerine sığındılarsa! Yalnız kadının suçu ne?
Eğer yaşam; Onca yükün altında ezilesi bir yaşam sunmuşsa, eğer bir de bu kadının çocuğu varsa…Analığın en büyük vazifesi olduğunu da farkına varmışsa… Yaptığı sadece ağlamaksa! Peki, bu kadının adı ne?
Bir kadını, kadın yapan erkeğiyse; Kadın kadın gibi olmayı istemişse… Buna rağmen! KADINLIĞINI ÖZLEMİŞSE…Suçlu kim? Nerede?

Gülay Kanarya



Bu yazıyı hatunca.net te okudum ve çok beğendim,yazanın kalemine sağlık,zaman ve sorumluluklar bazen kadın olduğumuzu bile unutturuyor,unutuyoruz ama böyle güzel yazılarla bi an bile olsa durup düşünmek insanın kendisini sorgulamasına sebep oluyor,sizlerle paylaşmak istedim...


http://www.nostaljim.org/
ee bizim sitemiz işte

25 Ekim 2009 Pazar

Yufka Ekmek ve Yapılışı

Bugün karşı komşum açma ekmek yapacakmış,e bende gideyim dedim,kalabalıkla birlikte güle eğlene ekmekler yapıldı,halada yapılıyor komşumda :)biz kadınlar aklımıza koymayalım yeterki,bakın neler bulmuş yapmışlar ekmek yapmak için,bildiğimiz eski sacdan banyo kazanları olurdu,onun davul fırın gibi olanından yapıp üstünede sac monte etmişler olmuş sana ekmek sacı nasıl ama?Tabi alışık olanlar hemen temin ediyorlar olmadı benim komşum gibi olan komşulardan ödünç istiyorlar ama alacak her zaman yapıyor çünkü,eee evinde teras katının olması avantaj tabiki :)




işte bu resimdede aşama aşama karelemeye çalıştım :)
bu leğen ikinci yoğuruluşu böyle bir leğen açıldı bu 2. :) ilk resimdeki komşum,2.resimdekide ben,laf aramızda kollarım koptu hamuru yoğururken,oda komşum kardı ben de iyice özleşene dek yoğurdum :)zor işler bunlar yaaa ama evel Allah yaparım yeterki isteyeyim :)sonuçta en son resimdeki ekmekler oluyor sonrada yeneceği zaman tek tek ekmekler sulanıp afiyetle yeniyor,herkes bilir bunu,bizim oralarda özellikle kurban bayramında ve içli köfte olduğunda istenir bu ,arasına koyup şöyle afiyetle yenir nede güzel olur,komşuma afiyet olsun güle güle yesinler,resim için izin verdiğinden dolayıda kocamannn teşekkürler Menduha hanıma

















13 Ekim 2009 Salı

Yumurtalı Patates Kavurması










malzemeler

4 tane büyük patates,

bir tane büyük kurusoğan

4 tane yumurta

1 kaşık tereyağ(margarin)

yarım su bar.mısır özü yada zeytinyağı,

2 çay.ka.tuz.

karabiber...




patateslerimizi soyup haşlayalım,haşlanan patatesleri püre haline gelene dek ezelim,tencereye,soğanı ince ince doğrayıp yağı koyup kavuralım,üstüne yumurtaları kırıp pişirelim ve sonra atatesleri atalım içine,tuzunu,karabiberini de ekleyip kısık ateşte iyice karıştıralım ve afiyetle yiyelim :))



www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :))

6 Ekim 2009 Salı

Etkinlik ve Öfeleme Çorbası







Ne zamandır bu çorbayı yapmak istiyordum,
sevgili http://kutsalsofra.blogspot.com/ arkadaşımda çorba etkinliği olunca bende hem yapmış olayım hemde arkadaşımın etkinliğine katılayım dedim...
Bu çorbayı kayınvalidemden öğrenmiştim,ee güzel yapardı yani oda,
gelelim tarifimize;

malzemeler;
1 kase un,
1 kase su,
5 kase su (etsuyu koyarsanız daha güzel olur)
bir tane bulyon(etsuyu olmadığında) :)
birkaç yaprak pazı yada maydanoz,
3 diş sarmısak,
2 kase yoğurt
2-3 çorba kaşığı zeytin yağı yada tereyağı,
bir tutam kırmızı biber...
bir çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı çiçek yağı

yapılışı;
önce 5 kase etsuyunu tencereye koyup içine tuz ve 1 kaşık çiçek yağını da ilave edip ocağa koyalım diğer yandan,
bir kase unu tepsiye dökelim,1 kase suya elimizi batırıp unun üstüne serpiştirip unu yuvarlayalım ama hamur olmayacak mercimek tanesi gibi olacak,bu işlem bitince
kaynayan suyumuzun içine hamurumuzu sürekli karıştırarak aktaralım (dikkat yapışmaması lazım)biraz pişince ince kıydığımız pazı yapraklarını yada maydanozu da içine atıp 5-10 dk pişirelim,pişerken,yoğurdumuzu sarmısaklayıp içine kaynayan çorbanın suyundan azar azar alıp iyice sulandıralım ve kaynayan çorbamızın içine yavaşca ilave edelim,
üzerinede zeytinyağımızı ocakta kızdırıp kırmızı biberle birlikte karıştırıp çorbamızın üzerine gezdirelim,afiyet olsun...


http://www.nostaljim.org/
eee bizim sitemiz işte :))

4 Ekim 2009 Pazar

Sen


***Sen***
Ne tarafa dönsem nereye baksam sen,
Gecemde sen,gündüzümde sen,
Ruhumda sen,aklımda sen,gönlümde sen,
Her yerde her güzellikte sen sen sen...

Ah yar;nasıl sevildiğini bir bilsen...
****
****
Esengül
***
eee bizim sitemiz işte)))

1 Ekim 2009 Perşembe

Sokak Kedileri ve Akıllı Kızım ***Bıdık***

Bıdık'ımız :)
Bu bizim akıllı kızımız Bıdık,kendileri Bolu'lu olup Ankara'da ikamet etmektedirler :)
Öyle cins değil kendisi,bildiğimiz sokak kedisi işte,bizde olmasının sebebi ise kedi sever kızım Emoş'umun sayesindedir,şimdi onu çok seviyoruz,ilk geldiğinde bakabilirmiyim diye çokk düşünsem de,sokağa bırakamazdım heleki kış yaklaşırken öyle bir vicdansızlık yapamazdım,hemen bir veterinerle iletişime geçtim,bir yuva bulmak için ama sonrasında onada kıyamadım,evde bana yoldaş oldu,hareketleriyle,sevimliliğiyle sevdirdi kendini bıdığım,şu andada yanımda uyuyor güzel kızım benim... :)öyle haşarılıkları yok,mazlum,tırnaklarını kesiyorum,pisliği yok,tuvaletini nereye yapması gerektiğini biliyor,kabından başka hiç bir yere yapmıyor,kaprisi yok,ne verirsek onu yiyor,kısacası o artık evinde mutlu, diye düşünüyorum :)
Gelelim geliş hikayemize,kızım okula giderken (Bolu'da okuyor kızım)otobüs durağında bıdığı görmüş ama çok küçüktü o zaman daha,3 aydır falan bizde demekki 1,5 2 aylık falanmış,(şimdi genç kız Bıdık'ımız:))
neyse efendim devam edelim :)
"anne ayaklarımın dibine geldi sürtündü gözlerime baktı bende sevdim otobüs geldi bindim gittim"diyor kızım,
"ama pişman oldum neden alıp evime götürmedim" diyede ekliyor,kendide evinde bir kedi besliyor,Fıstık hanım :) birazda ondan çekindi sanırım bakabilirmiyim diye,
ogün öyle geçip gidiyor,aradan 1 hafta 10 gün kadar geçiyor yine aynı durakta kızım yine aynı kediye rastlıyor,öyleki orda bekleyenlerin arasında geziniyor,kendini sevdirmek için sürünüyor ama bizim hayvan sever!!! bazı insanlıktan nasip almamış insanlarımız,kediyi yanlarına çağırıp gelincede ayaklarıyla iteklemiş düşürmüşler,bunu yapanlarda üni. öğrencileri eğitim gören gençlerimizden maalesef ki;(kimse üstüne alınmasın,elbette hayvan sevenlerde var onları tenzih ediyorum ama böyleleride var maalesef)kedicik yine kalkmış gitmiş yine eziyet edip kahkahalarla gülüp bi daha karnına tekme falan atıp kovalamaya çalışmışlar kızım dayanamamış ve kediyi kucaklamış ogün okula gitmemiş eve gelmiş,arkadaşıyla kediciği yıkamışlar,bir gözü çapaktan kapanmış çok az aralıkmış ve tam 3 kez banyo yaptırıp pirelerini tek tek temizlemişler iyice temizlendikten sonrada alıp veterinere götürüp kontrol ettirmişler,haziran 20 benim doğum günüm bana bir tel açtı,"anne sana bir hediyem var çok seveceksin "dedi, sonra dayanamadı söyledi,"anne Fıstık gibi değil çok cana yakın ayaklarımın dibinde geziniyor valla görsen çok seversin" falan diyerek kediciği bana hediye etti,tabi bana pirelerini temizlediğini hasta olduğunu,gözünün birinin çok az açık olduğunu otobüs durağında maruz kaldığı hareketleri söylediği zaman artık istesemde onu vermem imkansız dedim...
Şimdi evimizin neşesi,canıma yoldaş,Allah ömür verdiğincede bende kalacak inş. vermem kimselere diyorum,pek hayvan psikolojisinden anlamam ama kucağımızda balkona çıktığımızda öyle garip ses çıkarıyorki ağlıyor resmen,hadi düşecek korkusu diyoruz ama merdivenlerdende korkuyor karşı komşuma geçerken kucağımda ağlıyor Bıdık'ım,tekrar sokağa atılacağındanmı korkuyor acaba diye düşünüyoruz ama korkmasına hiç gerek olmadığını bir çocuğa anlatır gibi gözlerinin içine bakarak "korkma kızım seni sokağa atarmıyız hiç,sen bizim ailemizin bir parçasısın"diye konuşup anlatmaya çalışıyorum,oda karşılığında kucağıma iyice sokuluyor...
Bence herkes hayvan sahibi olmalı,onları dövmek,işkence etmek,dışlamak yerine sevmeyi denesek...
Şimdi sokakta kedi görünce içim acıyor,helede yavru kedi görünce,öylesine sevgiye şevkate muhtaçlar ki,sadece uzanacak sevgi dolu bir el bekliyorlar inanın,eziyet edecek elleri değil...


www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :)))

19 Eylül 2009 Cumartesi

15 Eylül 2009 Salı

11 Eylül 2009 Cuma

Şükredeceksin


Gitmek mi zor,kalmak mı zor diyor şarkıda,
Gitmek zor arkanda birilerini bıraktığını biliyorsun,
Kalmak zor,gidenin bıraktığı her iz senin canını acıtıyor,
İkiside zor ikisinde de sevdiklerinden ayrılıyorsun,
Senden bir parçayı gerilerde bırakıyorsun.
******************************
******************************
Elini tutamayacaksın,gözlerine bakamayacaksın,
Kokusunu,sıcaklığını hissedeyemeyeceksin,
Sadece iyi olsun,sağ olsun yeter diyeceksin,
İçini yakan özlemi,hasreti
Elbet bir gün göreceğim diyerek dindireceksin.
*****************************
*****************************
Çılgın gibi özleyecek,hasret çekeceksin,
Gün gelecek isyan edip ağlayacaksın,
Ama ne gidebilecek nede kalabileceksin,
Ömrünü kısacık kavuşmalarla geçireceksin
Ve buna şükredeceksin...
*****************************
*****************************
Esengül


www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte:))

8 Eylül 2009 Salı

Karakuş Tatlısı...


Bunu kayınbabam çok sever ama kaynanacığım pek yapmaz

ben bi kaç kere yapmıştım çok beğenmişti aklıma geldi yapayım beloş'umda gitmeden tatsın istedim ve bugün,ismetcikle birlikte mutfağa girdik,fındığı dövdü,kapamaya yardım etti,kızartırken yanıma getirdi yani ikimizinde emeği geçti karakuşlarımıza,benim yamaklığımı yaptı oğluşummmm şimdi gelelim tarifimize efendimmm :))

**********************
**********************


2 su bardağı un,
aldığı kadar su,
tuz -açmak için nişasta.

2 su bardağı dövülmüş ceviz yada fındık içi,
2 tatlı kaşığı toz şeker (karıştıralım
*********************
Şerbeti için:
4 su bar.şeker
4,5 su bardağı su,
biraz limon(içine sıkmak için)
sıvıyağ

önce hamurumuzu yoğuralım ve bezelere ayıralım,nişasta yardımıyla incecik açıp avuç içi kadar kare parçalar şeklinde keselim,her bir karenin içine fındık içinden birer tatlı kaşığı koyup,bayram şekeri gibi şekil verelim,işlem bitince bol yağın içinde hepsini pişirelim,istediğiniz zaman şerbetini kaynatıp (şerbet sıcak olacak) içine karakuş tatlılarımızı atıp biraz şerbetini çekmesini bekleyip servis yapalım...afiyet olsun... :))

http://www.nostaljim.org/
ee bizim sitemiz işte :))

Fasulyeli ve soğanlı pilav


malzemeler:
2 su bardağı pirinç,
ince doğranmış biçimde bir kase taze fasulye,
1 kuru soğan,
2 yemek kaşığı kadar tereyağ,
tuz,
********
önce fasulyeleri haşlayalım,sonra tencereye soğanı ince doğyayıp kavuralım haşlanmış fasulyeleride ekleyelim,biraz kavurup yıkadığımız pirinçleride ekleyelim biraz daha kavurup,4 su bardağı suyumuzu ve tuzunu ilave edip,önce harlı ateşte kaynadıktan sonrada kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirelim,üzerine karabiber serpip servis edelim,afiyet olsun...

İslim Kebabı

İslim kebabı

malzemeler:
4 tane patlıcan,
2 yeşil biber,
2 domates,
**********
200 gr.kıyma,
1 kuru soğan,
bir tutam maydonoz,
karabiber,
tuz
ve kürdan (üzeri için)

1 kaşık salça,

yapılışı:

patlıcanlarımızı alacalı doğrayalım ve biraz kalınca dilimleyelim,tuzlu suda bekletelim(tuzlu su hem acısını alır hemde kızartırken yağı çekmez fazla)diğer yandan köftelerimizi hazırlayalım,yuvarlak köfteler elde edelim,tuzlu suda bekleyen patlıcan dilimlerini,yağda kızartalım ve köfteleride hafif kızartalım,2 tane patlıcan dilimini çapraz gelecek biçimde yerleştirip ortasına köfteleri koyalım ve karşılıklı kapayalım,üstüne bir dilim domates ve biber koyup kürdanla tutturalım,tüm dilimler bitincede1 kaşık salçayı suda ezip patlıcanların üzerine gezdirelim ve ister fırında ister ocakta pişirelim,afiyet olsun...


http://www.nostaljim.org/
eee bizim sitemiz işte :))

6 Eylül 2009 Pazar

Burma tatlısı

mal:
1 çay bardağı su
1 çay bardağı süt yada yoğurt
1 yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
birkaç damla limon suyu
aldığı kadar un
yarım paket sanayağı veya tereyağı(bir su bardağı)
şerbeti:3 su bardağı şeker
4 su bardağı su
*************
açmak için nişasta
1 su bardağı ceviz içi
tüm malzemeleri karıştırıp yumuşak bir hamur elde edelim.ceviz büyüklüğünde bezeler yapalım.
nişasta ile çok ince açalım.içine ceviz içini yayıp oklavaya dolayalım.sonra oklavanın üzerinde büzdürüp çıkarıp tepsiye dizelim.
hepsini bitirdikten sonra sanayağımızı ocakta iyice kızdıralım.tepsideki tatlıların üzerine gezdirelim.fırında 200 derecede iyice kızarana kadar pişirelim.
önceden kaynamış olan şerbeti sıcak tatlının üzerine gezdirelim.afiyet olsun.

www.nostaljim.org

eee bizim sitemiz işte:))

Ev Yapımı Lahmacun...


Kızkardeşim bende,birde oruç olunca aklımızda sürekli ne pişirsek sorusu var,
hal böyleyken bugün evde lahmacun yapalım dedik,şöyle üstünede güzel bir burma tatlısı yapalım ve afiyetlede yiyelim dedik,kızkardeşimin oğluşuda bana yardım etti tatlıyı yaparken :)
şöyle 2 kızkardeş bi güzel mutfağa girdik ve tüm maharetlerimizi sergiledik :)
Biz Mersin-Tarsus'a has fındık lahmacun yaptık ufak ufak,eğer mersine yolunuz düşerse şiddetle tavsiye ederim fındık lahmacun yemenizi :))
şimdi gelelim tarifimize :)
mal;3 su bardağı un,
1 paket yaşmaya
ve aldığı kadar un...
mayamızı eritip kulak memesinden biraz daha sert bir hamur elde edelim ve içi hazırlayana dek bekletelim :)
diğer yandanda;
300 gr.kıyma,
2 baş soğan,
2 domates,
3 tane sivri biber,
1 yemek kaşığı salça,
biraz maydonoz,
biraz margarin yada tereyağı...
tuz,karabiber,birazda kırmızı biber :)
yarım çay bardağı kadar zeytinyağı
pişirmek için teflon tava...
Hamurumuzdan isteğinize göre bezeler alın ve açın üstüne lahmacun içinden yayın ve teflon tavaya alın ağzını kapatın kısık ateşte altı kızarana dek pişirin,piştikten sonra kenarlarına bir fırça yardımıyla zeytinyağından sürün
afiyet olsunnnnnn :))
***************
***************
***************

4 Eylül 2009 Cuma

Çocuklarım...

Yakışıklı oğlum :))





Güzel kızım :)



Kızım ve oğlum :))








Abla kardeş tatile gittiler ve yolladıkları ilk resimler,benim yaşama sıkı sıkıya tutunmamın yegane sebepleri yavrularım,Allah kimselere evlat acısı göstermesin
ve herkesin evladına güzel yazgılar yazsın inşallah :)
İyiki varsınız canlarım,sizi çok seviyorum :))




30 Ağustos 2009 Pazar

Ziron


Bu rahmetli babannem hayattayken sıkça yaptığımız bir yemekti,gümüşhane-bayburt illerinde daha sıklıkla yapılan bir çeşit kışlık yemek,köy yerlerinde açma ekmek yapılırken mutlaka yapılan ve lezzeti oldukça güzel olan bir yemek,anneciğimde harika yapar bunu yani mantı gibi
oluyor aynı :))
malzemeler;
küçük bir tepsi için;
2 su bardağı kadar un,
tuz vealdığı kadar su,
2 su bardağı yoğurt,
3 diş sarmısak,
2 yemek kaşığı tereyağ(arzunuza göre sanada olur)
önce hamuru yoğurup 3-4 beze yapıp teker teker açalım,sacda çok az pişirelim ve sıcak sıcak yuvarlak bir şekilde kıvıralım ve 1 er parmak aralıkla keselim,kızartacağımız tepsiye sık bir şekilde dizelim, sonra üzerine 1 kaşık tereyağını aralıklı bir şekilde koyup fırına verelim,altı üstü kızarana dek fırınlayalım,diğer taraftanda yoğurdumuzu sarmısaklayalım,kızaran zironların üzerine gezdirelim,kalan 1 kaşık tereyağını eritip üstüne gezdirelim veeee afiyetle yiyelim :)))
eee bizim sitemiz işte :))

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Tamek Yemek Yarışması

Tamekmutfakkeyfi.com sitesinin düzenlediği yemek yarışmasına 2 tarifiyle katılan sevgili arkadaşım,dostum muko nun
gerek ana yemeğini gerekse kumpirini tadan biri olarak oylarınızı bekliyor veee tarifleri denemenizde şiddetle tavsiye ediyorum...
Açıklamalı bilgi muko'nun blogunda ,dilerseniz hem yemeklerine hemde tariflerine ulaşabilirsiniz... :)
Muko'cuğum ellerine sağlık canım,hala tadı damağımda doğrusu :)


www.nostaljim.org

eee bizim sitemiz işte :))

Yalancı Revani...


Hem ramazan hemde kızkardeşimin burda oluşuyla çocuklarında istekleri doğrultusunda hemen hemen hergün tatlı yapıyoruz(bişey değil verdiğim kilolar geri gelecek) PpP
Sizlerlede paylaşayım dedim tarifimi son derece kolay bir okadar da lezzetli bir tatlı,ben bunu yazarken yiğenimde başımda bıcır bıcır konuşuyor bişiler yanlış yazarsamda artık bilemeyeceğim :D
neyse geçelim tatlımızın tarifine :)






malzemeler;
2 yemek kaşığı yoğurt,
3 yumurta4 fincan un
3 fincan şeker
1 kabartma tozu
1 vanilya
1 paket krem şanti(isteğe bağlı)
şerbeti;
3 (su)bardak şeker,
4 8su)bardak su..
şekeri ve suyu kaynatıp şerbetini hazırlayalım...sonra bir kapta yumurtaları çırpalım,sonra şeker yoğrut ve unuda ekleyiphepsini karıştıralım,yağlanmış tepsiye dökelim ve 200 derece ısıdaki fırında iyice kızarana kadar pişirelimüzerine şerbetini döküp soğumaya bırakalımkrem şantiyle süsleyip afiyetle yiyelim...
biz şahsen öyle yaptık ta
ee bizim sitemiz işte

Yeniden Selamlar...


Bana göre çokkk uzun bir aradan sonra yeniden merhabalar arkadaşlar...

Biraz tatil yaptım ama sonrasında elde olmayan nedenlerden dolayı giremedim

ve sizleride ziyaret edemedim ama artık burdayım inşallah,

yokluğumda beni yalnız bırakmayan tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum ve

geçte olsa Ramazanınız hayırlı olsun diyorum...



www.nostaljim.org

eee bizim sitemiz işte :)

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Teşekkürler...


Arkadaşlar yokluğumda blogumu yalnız bırakmayan

gelip ziyaret eden selamlarını bırakan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum...

Bu güzel gecede dualarınızın kabul olmasını tüm kalbimle diliyor ve blogumu

15 günlüğüne yeniden sizlere emanet ediyorum...Allah'a emanet olun...

Sağlıcakla ve sevgiyle kalın...





eee bizim sitemiz işte:))

Hayırlı Kandiller


Bu gece hayırlı bir gece,yüreklerimiz ibadetle çarpsın,gönüllerimiz bir olsun...Kandiliniz hayırlı olsun...
eee bizim sitemiz işte :))

5 Temmuz 2009 Pazar

Tenini " Terinden" Kıskandım


Kulağımda, hüzne akan şarkı gülpembe,
Parmaklarımda sana yazılan her sözcük,
Gül kokulu yüreğine gebe..."
Gidiyorum,
ılık nefesini yüreğime kuşanıp kırık hayallerin son kentine gidiyorum.
Gidiyorum, karakışları mevsimlerden eleyip dudaklarına baharlarını doldurmak için el çekiyorum divanlardan.
Yetim düşlerimi buruşturup eteklerimi çekiyorum yetim kıyılardan...
Gidiyordum, bir gün sana " sen " diye gelmek için gidiyorum.
Artık saçlarına aydınlığı giydirdiğim yıldızları toplamadım bu gece gökyüzünden
Ve bu sabah, bir yudum terin toprağa düşmesin diye avuçlarını açıp sana el pençe divan duran sevda bulutlarını artık kaldırmadım tatlı düşlerinden...
Çünkü, yüreğimi " yüreğine " emanet etmiştim.
Gidiyorum, bir gün yüreğine " nefes " diye dönmek üzere gidiyorum.
Gitmeden son kez dokunuyorum gözlerinin duruluğuna.
Son kez yüreğimle baharların ıslak öpücüklerini konduruyorum yüreğinin kuru dudaklarına. Oysa ben kendimi pusulasız yollara vurduğumda sen uyuyordun.
Kirpiklerinde dinleniyordu hırçın dalgalar.
Avuç içlerinde sığınmış rüzgarlar, mayasız ateşleri içiyordu yanardağın küçük kurnalarından. Ben sana bakarken zaman durmuştu sanki.
Bakakalmıştım sana.
Yüreğinin nabzını hissedebiliyordum yüreğimde.
Her nefes alışında saçlarına doğru eğilip kulağına usulca " seni seviyorum " diye fısıldamak isterdim.
Off dokunmaktan öte, gözlerin duruluğunda baharları soludum sadece..
Dilimde lal olan kelimeler içten icten sana yanıyordu.
Sana bakarken sular durmuş, hayırsız fırtınalar sevdamıza susmuştu.
Çünkü ben seni izliyordum.
Nefes alışını, yeni bebegin ellerini oynatmasi gibi parmak uçlarını oynatmanı izliyordum uzaklardan..
İşte o an herşeyi unutup ;tenini " terinden" , gözlerini " kirpiklerinden " kıskandım.
Çünkü, gül yüreğini sadece ben öpmeliydimve gözlerinde sadece ben görmeliydim
Cennetin gül desenli kelebeklerini.
Ben, seni " senden " kıskandım gülüm...
Sıcak yüreğimi, soğuk ellerine bırakıyorum olur da bensiz satırlarda üşümeyesin diye..
Gayri sen varken alnımın yazgısında, gözlerini giyiniyorum üzerime.
Kırlangıcların dualarını alıp avuçlarına umuda kanatlasam , orda sen olmalıydın.
Aldığım nefeste, sen yaşamalıydın.
Gözlerimi, gözlerine yumup esen yele veriyorum sensizliği.
Gidiyorum, yüreğimi yüreğine emanet edip gidiyorum.
Artık yalnızlıgın gölgelerinde yudum yudum özlemleri yakıp bir umut ateşinde ısınacaksın.
Biliyorum, gidince en çok seni " sana " anlattığım senli satırlarımı özleyeceksin.
Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş
Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde.
Bulutsuz düşlerin ,yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin.
En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin.
Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında..
Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek.
Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında.
Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın.
Kesmeyecek bir daha.
Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim..
Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin..
Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üşüdüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin.
Hasreti kanatıp özleyeceksin..
Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.
Merak etme, ne zaman yüreğin üşürse yanardağları giyinip sana geleceğim.
Kan ter içinde kalsam da üşümüş yüreğine sıcak iklimlerin ılık meltemlerini giydireceğim.
Ve bir damla hüznünde" ölümün üşüdüğü yüreğine sürgünler revâ görülürse, canımı kaybetme pahasına sürgün mahkemelerini ateşe vereceğim.
Şimdi gidiyorum,
Yokluğumda gülümse ne olur.
Her gülüşünde yıldızları sereceğim karanlıklarına.
Yalnızlığın kör duvarlarında yaslayıp beni düşün hayallerin ötesinde.
Her hayalinde ben avuç avuç güneşi ekeceğim ıslak yağmurlarına...
Ve bensizlikte sana yazdıklarımı okuyup dualarında an ismimi.
Andıkça ismini, yüreğimle düşeceğim, yüreğinin düş fakir ovalarına..
Gidiyorum, biliyorum.
Bulutlar bir başka serilecek yağmurlara.
Yağmurlar hep bensizliğin cığlıklarını taşıyan kulaklarına.
Ve gece katransı olup karanlıkları bırakacak duvarlarına.
Ben, senin yüreğinden öteye hiç gitmediğimi düşün..
Güneşle başladığım satırlara,
Yağmurun ıslak taneleri tanıklık etti..
Sanki, beni uğurluyorlardı..
Belki de her yağmur tanesinde senin ellerin vardı.
Kim bilir...
Seni düşündüm, satırlarımı bırakıp.
Gözlerinin, sesinin özleminde dışarıya çıktım.
Yağmurun her cama vuruşunu,senin yüreğin bilip
İplik iplik yağmura aldımadan
Delicesine ıslandım..
Gökten süzülen damlaları sen bilip
Seninle dans eder gibi yağmurlarla dans ettim....
Birazdan gökkuşakları açacak burada ..
Bilmiyorum sen ne yapıyorsun uzaklarda ?
Ben, gökkuşığının boynuna sarılıp
Seni yüreğinden öper gibi
Usulca gökkuşağını gözlerinden öpeceğim....."
İsmail Sarıgene
eee bizim sitemiz işte

28 Haziran 2009 Pazar

***Sevimli Kızlarımız ve Kısa Tatilim***


Bu yukardaki sevimli kızlar benim tavşanım Sürmeli ve kızımın kedisi Fıstık hanımlar :)
birbirleriyle oynarken resimledik hanımefendileri,ama şimdi uzaktalar birbirlerinden ,çok sevimlilerdi çokkk,fıstığın yaptığı oyunlara sürmeli hanım kızsada birbirlerine arkadaş oluyorlardı :)
Fıstık hanımın Bolu'da kaldığı ev bir oda bir salondan ibaret olunca çok sıkılıyor sanırım orada,burada gez gez bitiremedi evi ve giderken resmen ağladı Fıstık...
çok seviyoruz biz bu hanımları... :))
Kısacıkmı kısacık tatilim :)
Evet kısacık bir Bolu Ve İstanbul ziyaretim oldu,Bolu'ya kızımla gittik ama İstabul a tek başıma düğün için gittim,orda kardeşimle falan buluştum güzeldi ama resim koyamıyorum çünkü,fotograf makinem bensiz bir İstanbul turuna çıktı :D
Gelin hanım kuaförden çıkarken gelin kızımızın ablası o kargaşada, içinde gelinin ve kendinin kimliklerinden tutunda kredi kartları,para ve daha birçok değerli eşyanın bulunduğu çantayı takside hemde bagajında unutunca(fotograf makinemde dahil)doğal olarak bende resim çekemedim ,bu olay tamda düğün günü gerginliğe sebep olsada taksi şöförü 2 gün sonra farkedip sağolsun çantayı açıp telefon numarasına ulaşıp gelini aramış ve kim olduğunu sormuş,gelinde(Esra) "kimi aradınız "deyince şöför bey "ben kimi aradığımı diyemem kayıp eşya var ve sahibini arıyorum siz söyleyin kim olduğunuzu "diye ısrar edince Esra'cık ta isimini ve soyismini deyince şöförde "emanetleriniz bende gelin alın"demiş ,Allah'a şükür ki hala böyle insanlar var,azda olsa kalmış hemde İstanbul gibi bir yerde,(çantada 2 tanede çeyrek altın var)
helal olsun ona :)
Bu arada makinem hala bende değil nerdemi?
e şimdide Mersin'de o bensiz tatil yapmaktan pek hoşlanmış gibi ama nasılsa elime geçer :PpP
güzel bi kaç gün geçirdim kısacası :)
www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :)

21 Haziran 2009 Pazar

Babalar günü


Tüm Babaların ve baba adaylarının günleri kutlu olsun...
Babaları hakkın rahmetine kavuşmuş arkadaşlarımızada sabırlar dilerim
Allah sevgili babalarını nurlar içinde yatırsın...
ee bizim sitemiz işte :))

Canımsın***

Bu papatyalar sana gülom





Sevgili Mukadder'im çok teşekkür ederim canım benim,


bu güzel sürprizin beni çok ama çok duygulandırdı...
Beğenmek mi dedin ben daha iyisini yaptım canım,bayıldım
hediyene sağol biriciğim :))

Sen çoğu arkadaşımızın arayıpta bulamadığı,dostlukların,arkadaşlıkların sahte olarak yaşandığı

şu int dünyasında karşıma çıkan ve her zamanda hep iyiki dediğim tek dostumsun,arkadaşım,sırdaşım,kardeşimsin,bu dostluk hayatımıza veda edeceğimiz zamana dek sürecek canım,eminimki;hangimiz önce gidersek

kalanımızın sık sık andığı ve hep özlem duyduğu bir dostluk olarak hafızalarımızda kalacak,

Allah nazarlardan korusun

ve seni çokkk seviyorum gülom...



ve
notcuk;cidden çok şaşırdım canım,şifremi unutmadığın için :D


www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :))

20 Haziran 2009 Cumartesi

Doğum Günü



Canım biriciğimin doğum günü bugun, bitanem doğum günün kutlu olsun seni tanıdığım için çok mutluyum,dört yıldır süren dostluğumuz; eli bastonlu nineler olduğunda dahi sürer inşallah ,sen benim şu sanal dünyadaki tek gerçeğimsin,sanaldan dost olmaz diyenlere çok güzel örneğiz her ikimizde,acısıyla tatlısıyla her derdimizi paylaşabildiğimiz çok güzel dostluk.bir ömür boyu sürmesi dileğimle...
Selo'm senin için sana özel hazırladığım bu videoyu sesli izlemeni istiyorum bakalım beğenicekmisin ufak bir hediye sana...
Bu benim canım kim mi? Tabiki Selma yani bu blogun sahibi eee ben kimim o halde dimi,şimdi sayın okuyucalar merak ederler bende Selo'mun canı muko,ee ben buraya nasıl yazıyorum diye soranlara ise şifresi bende mevcut olduğu için haberi olmadan girip yazıp süpriz yapayım dedim kendisi şu an evinde bile değil İstanbul'dan dönünce eminim çok şaşıracak...


MUTLU YILLAR CANIM SENİ ÇOK SEVİYORUM!

12 Haziran 2009 Cuma

Tuzlu Tuzlu


Bunu emoş'um yaptı,tvde Ayşe Tüter hanımefendinin tarifini izlemiş,anne ben bunu yapmak istiyorum dedi ve mutfağa girdi,benim kuzum büyümüşte pastalar yemekler yapar olmuş,ben yaşlanıyorummuyum nedir???
malzemeler;
2 yumurta,
200 gr margarin(bir paketten biraz eksik)
1 çay kaşıgı tuz
,bir çay kaşığı şeker,
aldığı kadar un...
biraz kırmızı biber,
biraz susam,
biraz çörekotu,
biraz haşhaş...
yumurtaları ve oda sıcaklığındaki margarini birbirine karışıncaya kadar yoğurdu,sonra tuzunu,şekerinide atıp ununu ekledi yumuşak bir hamur elde etti,vaktiniz varsa hamuru yarım saat dinlendirin buzdolabında daha iyi oluyormuş (yoksa hemende yapılıyor )ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarladı ve bikaçını bibere,birkaçını susama,bir kaçını çörekotuna ve bikaçınıda haşhaşa batırıp yağlı tepsiye dizdi...200 derecede üstleri kızarana dek pişti ve afiyetlede yendi...
not:pişene kadar fırının kapağı hiç açılmayacak,yoksa yağını bırakıyor,kabartma tozu olmadığı için hemen sönüyormuş tuzlu tuzlular


www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :))