29 Ocak 2009 Perşembe

Profiterol...


Malzemeler

2 su bardağı su
2 su bardağı un
1 paket margarin
6 yumurta

İç kreması;
5 su bardağı süt
6 yemek kaşığı un
10 yemek kaşığı tozşeker
2 paket vanilya

üstüne
2 kare paket eritilmiş bitter çikolata(80 gr)
4-5 yemek kaşığı süt

ben çikolata sosunu tercih ettim,onun içine 2 pakette çikolata erittim...

Yapılışı

Su ve margarini bir tencereye koyup, orta ateşte kaynatın. İçine unu döküp, tahta kaşıkla hızlıca karıştırın. 1-2 dakika içinde un toparlanıp hamur oluşacaktır. Bu hamuru soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra 6 yumurtayı birer birer kırıp, karıştırarak hamura yedirin. Yumurtaları iyice yedirdikten sonra yoğun ve yapışan bir hamur elde edeceksiniz.

Yumurtaları yedirme işlemini mikserin spiral şeklindeki yoğurma uçlarıyla yapmanızı öneririm

Fırını 180 derecede ısıtın.Hamurdan kaşık yardımıyla bir parça koparın. Ve başka bir kaşık yardımıyla yağlanmış tepsiye koyun. (ben yağlı kağıdın üstünde yaptım...

Bu ölçüden yaklaşık 18-20 adet çıkıyor. Tepsiyi ısıtılmış fırına koyup kızarana kadar pişirin. (35-40 dakika)

içi için;
vanilya hariç tüm malzemeleri karıştırarak pişirin altını kapayınca 2 paket vailyayı mikser yardımıyla karıştırın

çikolata sosunu hazırlarken,içine 2 pakette çikolata koyarsanız daha hoş oluyor...


bu tarifi mutfak güncesi arkadaşımın blogundan aldım ve denedim,çok güzel oldu ve ilk kez yapıyorum daha prefiterolu,
çocuklar bayıldı özelliklede oğlum :)
ölçüleri 2 katına çıkardım ben,normali bunun yarısı idi ama oğlum sadece 10,15 tane yer maşallah :)

afiyet olsun...



www.nostaljim.org

eee benim sitem işte :))

25 Ocak 2009 Pazar

Hani; olurya...


Birgün;
Olurda yüreğinden kayarsam; isimsiz bir göktaşı gibi.Vurursan beni enginliklerinden kıyıya vuran küçücük balık misali.Sana söyleyecek cümlelerim var şiir sözlüm...

Biliyorum; şimdi nasılda kızacaksın bu mektubumu okurken.Mutlulukmu çok geldi? Melonkolik sevgilim diyede serzenişte bulunacaksın.İnceden,inceden.Hani olurya işte; göze gelirse sevdamız; biliyorum nazar boncuğu diye engin mavilikleri iliştirdik sevdamızın kuytularına.Çöldeki kum taneleri kadar mısralar iliştirdik satır aralarına...

Ama olurya hani; işte kıskanırsa ecel,Bir zalime rastlarsan ve kopartırlarsa seni benden ve bırakırsan senin işte diyerek uzattığın ellerini.İşte ogün içindir sevdiğim bu kelimelerinden kan damlayan mektubum.Bilirimki o gün bülbül gibi şakıyorsun diye seni gülümseten dillerim lal olacak.Sana ilham olan gözlerim görmeyecek.Sana koşan dizlerimin bağı kopacak ve ben ben olmaktan çıkacağım...

Biliyorum; okudukca söyleneceksin.Söylendikcede derinden bir of çekeceksin.Lakin yazacaklarımda bitmedi be birtanem.Sonuna kadar dinlermisin? Seni sevmek; belkide hayatımda ilk kez insan oldum demekti.Hayata cesurca gülebilmekti.Savaşlara girmekti ve her savaşta galip gelmekti.Unuttunmu? neleri atlattık ne zorlukları yenmiştik ve sen olmaktan ben olmaktan çıkıp biz olmanın şerefine ermiştik.Biz birbirimizi ne çok sevmiştik...

Hani olurya?
Hayatından kayarsam bir yıldız misali İşte o güne dair olacak duygularımdır beni bu mektubu yazmaya zorlayan.Ömrün boyunca yokluk yüzü görme olurmu? Rabbim; sana her işinde kolaylıklar versin,evin olsun,ocağın tütsün,çocukların olsdun hatta boy,boy...

Ama işte olursa dedimya; bir gün olmazssam hayatında,bırakırsan beni engin maviliklerinden atarsan kıyıya.Ömrün boyunca huzur yüzü görmeyesin...Hiç bir kadına ''seni seviyorum''diyeme! lal olsun; bana aşkım diyen dillerin...

Rabbim; sana iyilikler,güzellikler bahşetsin.Umarım tüm dünyanın zenginlikleri sende birleşsin.Bahtın ummanlar kadar geniş olsun.Ama şunu unutma birtanem ben içinde hiç durmadan sızlayan bir yara olayım...için için kanayıp hep ruhuna dolayım.

Dedimya; uyudum uyandım ve aklıma geldi.Olurya şayet birgün kopartırlarsa beni senden.Kıskanırlarsa göze gelirse aşkımız diyeydi bu sitemler...Şunu unutma:Adamım,sen her gece yıldızlarla göğe dizilip her doğan güneşle içimi yakansın.Bir nefes misali bana can olansın.Karga misali sadakatla aşkımıza sahip çıkansın.Ama işte dedimya...olursa birgün:Tanrım rüyamdada olsa bana o günü yaşatmasın...

Senin olmadığın birgün:Kıyamet günümdür...

ilknur Aslan




www.nostaljim.org

eee benim sitem işte :))

22 Ocak 2009 Perşembe

Onlar İnsan,Onlar Çocuk :((


Yine iki çocuk. Yer Irak?ın başkenti Bağdat. Amerikan askerleri bu çocukların evine baskın düzenlemiş ve babaları da tutuklanmış. Bu fotoğrafta özellikle kardeşlerin küçük olanına bakınca insanın içi eğiliyor. Ama Amerikalı askerin dimdik duruşu, üst tarafındaki kayıtsız görüntünün ipuçlarını veriyor. ?O? an, ''Amerikalı fotoğraftan çıksa, bir de olaya bu taraftan baksa içi ne kadar eğilir?'' diye bir soru da sorduruyor.

Yukardaki bu resmi bugün gördüm buda Iraktan bir kare :((
ve o çocukların gözlerindeki hüzün gerçekten içimi parçaladı...Çocuk her yerde çocuk ister Irak'ta olsun,ister Filistin'de ister Afganistan'da ve bunları yaşamayı hak etmiyorlar onlar...

Ben insanlığımdan utanıyorum böyle görünce bu çocukları :((
ve sinema filmi izler gibi izleyen ülkelerede LANET!!! olsun diyorum...

Herşeyden önce onlar çocuk,gözlerinde korku ve endişe değil,
güven,sevinç ve umut olmalı,haylazlık olmalı...

Kimsenin onların gülümseme hakkını,yaşama hakkını ellerinden almaya hakları yok!!!
Anne,babalarına onların acılarını göstermeye,yada ne bileyim anne ve babasızlığı tattırmaya hakkı yok,helede kalleşce...

Savaşı durdurmuşlar,onca insan canlarından,mallarından,evlerinden olduktan sonra,geride harabelerle dolu bir yer bıraktıktan sonra,onca bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikten sonra,
Diyecek çok şey var ama demeklede olmuyor birşey işte...



Alttaki iki resmi cahide'nin elleri blogcu arkadaşımdan aldım...
umarım anlayışla karşılar habersiz aldığım için...








www.nostaljim.org
eee benim sitem işte :)))

18 Ocak 2009 Pazar

Yüksük Çorbası


malzemeler;
1 kase kadar nohut haşlanmış(mümkünse et suyunda )

2 kase kadar un,

bir miktar su,tuz...

iç malzemesi;200 gr kadar kıyma,

1 tane kuru soğan,

bir tutam maydonozkarabiber,tuz

bir miktar çiçek yağı,

1 kaşık salça,

2 diş sarmısak,

bir tutam kuru nane

1 limonun suyuun,

su ve tuzla sert olmayan bir hamur yapıyoruz,bezelere bölüp açıyoruz,sonra mantı gibi kesip içine kıyma karışından koyup mantı gibi kapıyoruz,işlem bitincehaşladığımız et suyuna nohutu bir taşım kaynatıp,içine mantıları atıyoruz,onlar haşlanırken diğer yandan,bir miktar yağ,salça,tuz,limon ve ayıklayıp ezdiğimiz sarmısaklarıda yağla kavurup mantının içine atıyoruzmantılar suyun üstüne çıkınca pişmiş demektirsonrasında afiyetle yiyoruz :))


www.nostaljim.org

eee benim sitem işte :)))

Yumurta Boranisi


Yumurta Boranisi...babannemgilin yöresine ait bu yemek,ama lezzeti güzel bir nevi yalancı mantı gibi

malzemeler;

4 yumurta,

1 kase yoğurt,

1 diş sarmısaktuz,

bir miktar yap(isteğe göre z.yağıda olabilir,tereyağda)

bir tutam kırmızı biber...

yumurtaları haşlayıp,4 e bölelim,tabağa hepsini dizelim güzelceeüstüne sarmısaklı yoğurt ve tereyağını eritip kırmızı biberi içine atıp yoğrudun üstüne gezdirelim...afiyet olsun

www.nostaljim.org

eee benim sitem işte :)))

14 Ocak 2009 Çarşamba

Klozet Takımı


Bu da kızıma ördüğüm klozet takımı :)
ne zamandır istiyordum bugüne kısmetmiş örmek,güle güle kullansın inşallah :)
eee benim sitem işte :))

12 Ocak 2009 Pazartesi

Sevda Kuşları

Sevdiğimin yanına varırsanız eğer
Onun gül cemalini görürseniz eğer
Deyinki; sevdiğin senin özlemini çeker
Kokuna hasret, geleceğin günü bekler...

***********
***********
Gelemesen de bekleyecekmiş yinede seni,
Sevecekmiş ilk günkü gibi
Eksilmeden bir zerre bile
Sonsuzluğa götürecekmiş içindeki sevgini...

************
************
Esengül
**********
**********
www.nostaljim.org
ee benim sitem işte :)))

7 Ocak 2009 Çarşamba

Aşure Günü ve Önemi


AŞURE GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE DEĞERİ
Hicrî takvimin ilk ayı olan Muharrem'in onu, yani Aşûre günüdür. İslâm'da önemli bir yeri olan Aşûre gününde çok mühim hadiseler meydana gelmiştir. Bazıları şunlar:Meleklerin ve Cebrail Aleyhisselâm'ın yaratılması,O gün, 10 kişiye selâm vermeli veya bir kişiye 10 selâm vermeli, mümkünse gusletmeli, yapılabildiği kadar hayır hasenatta bulunmalı, küçükler, bilhassa yetimler sevindirilmeli, hiç olmazsa 2 rekât namaz kılarak bu ümmetin hidayet ve selâmeti için dua etmelidir.Göklerin (yıldızların, seyyârelerin) ve yerin (dağların, denizlerin) yaratılması ve yeryüzüne ilk defa yağmur yağması,Adem Aleyhisselâm'ın yaratılması, cennete konulması ve sonra tevbesinin kabulü,İdris Aleyhisselâm'ın göklere kaldırılması,Nuh Aleyhisselâm'ın gemisinin Cudi Dağı üzerinde karaya oturması,İbrahim Aleyhisselâm'ın doğumu ve Nemrud'un ateşinden kurtulması,Musa Aleyhisselâm ve kavminin, Kızıldeniz'in yarılıp yol olmasıyla Firavun'un şerrinden kurtulması ve Firavun ve askerlerinin boğulması,Eyüb Aleyhisselâm'ın hastalıktan şifa bulması,Yunus Aleyhisselâm'ın balığın karnından kurtulması,Davud Aleyhisselâm'ın tevbesinin kabulü,Süleyman Aleyhisselâm'a saltanat verilmesi,Yusuf Aleyhisselâm'ın kuyudan çıkarılması,Yakub Aleyhisselâm'ın gözlerinin açılıp tekrar görmeye başlaması,İsa Aleyhisselâm'ın göklere kaldırılması,Hz. Hüseyin Efendimiz'in şehid edilmesi.Kıyamet de Cuma gününe rastlayan bir Aşûre günü kopacaktır.Ramazan orucu farz kılınmadan önce, sevgili Peygamberimiz, Aşûre günü oruç tutarlardı. Hatta o zamandaki müşrikler bile Aşûre gününün değerini bilir ve o gün oruç tutarlardı. Peygamberimiz (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, oradaki Yahudilerin oruç tuttuklarını gördü. Niçin oruç tuttuklarını sordu. "Bugün, Hz. Musa'nın Firavun'un şerrinden kurtulduğu gün olduğu için, ona şükür olarak tutuyoruz" dediler. Peygamberimiz, "Musa'ya uymaya biz sizden daha lâyıkız" dedi. Ashabına, o gün herkesin oruçlu bulunmasını buyurdu. Hatta günün o saatine kadar bir şey yiyip içmiş olanlara bile o saatten sonra akşama kadar oruçlu kalmalarını emretti. Bu iş üzerinde o kadar durdu ki, Medine'de tellal çağırtarak ilan ettirdi.Ashabtan birisi, "Biz Aşûre günü çocukların bile oruçlu kalmaları için, onları pamuktan oyuncaklarla akşama kadar oyalıyorduk" buyuruyor.Ramazan orucu farz kılındıktan sonra, Aşûre orucu nafile olarak kaldı. Ancak, sadece Aşûre günü tek olarak oruç tutmak mekruh olduğundan, 9. gün de oruç tutmalıdır. 9. gün geçmişse, 10. ve 11. gün tutulur.Aşûre günü eve ufak tefek bir şeyler alınırsa, bir sene boyunca o evde bereket olur. İslâm büyüklerinden Süfyâni Sevrî Hz., "Biz bunu denedik ve aynen böyle olduğunu gördük" buyuruyor.O gün, 10 kişiye selâm vermeli veya bir kişiye 10 selâm vermeli, mümkünse gusletmeli, yapılabildiği kadar hayır hasenatta bulunmalı, küçükler, bilhassa yetimler sevindirilmeli, hiç olmazsa 2 rekât namaz kılarak bu ümmetin hidayet ve selâmeti için dua etmelidir.Aşûre gününe ait güzelliklerden birisi de, Aşûre çorbası pişirip konu-komşuya dağıtmaktır. Böylece, insanlara ikram sevabı kazanılmış olur. Rivayet edilir ki, Hz. Nuh'un gemisi Cudi Dağı üzerinde karaya oturduğunda, gemide ne kadar yiyecek varsa onları karıştırıp pişirmişler, o gün bir bolluk olmuştur. Aşûre çorbası işte o günün bir nevî tekrarlanması, yâd edilmesi, hatırlanması mânâsını taşır.Bu günde aile büyüklerine düşen bir başka vazife de, tarihte Aşûre gününde cerayan eden hadiseleri bilebildikleri kadar çocuklarına anlatmaktır. Takdir edilir ki, geçmişimizi çocuklarımıza anlatmak, vazifelerimizin en büyüklerindendir. Aşûre gününün hayırlara vesile olması dileklerimle...
**********
Ali Eren
********
eee benim sitem işte

6 Ocak 2009 Salı

Oğluşumun Süveteri :)

oğluşuma okul süveteri ördüm,söylemesi ayıp cuma günü başlamıştım bu sıralar
1 dk.durmadan örgü yapasım var niyeyse?
örgü örme aşkım depreşti sanırım,
iyi günlerde giy inşallah oğluşum :)
*********
**********
eee benim sitem işte