29 Ekim 2009 Perşembe

Cumhuriyet Bayramı

Sonsuza dek sahip çıkacağımız bu vatan ve bu BAYRAK bizim!
Cumhuriyet Bayramımız
hepimize kutlu olsun...


www.nostaljim.org

27 Ekim 2009 Salı

Kadın Olmayı Özledim

KADINLIĞIMI ÖZLEDİM…
Ben hiç erkek gibi bir kadın olmayı istemedim!
Ben kadın gibi kadın olmayı istedim…
Ve hep bunu özledim.
Ben sadece beni sevsinler istemedim!
Ben erkeğin omzunu istedim...
Orada ağlamayı özledim.
Ben hiç erkekle eşit olmak istemedim!
Ben erkeğin üstünlüğünü istedim…
Bakışından irkilmeyi özledim.
Ben erkek gibi sevişmeyi istemedim!
Kadınsı duygular istedim…
Dokununca titremeyi özledim.
Ben hiç erkek gibi hesap sorayım istemedim!
Bana hesap sorulsun istedim…
İlgilenilmeyi özledim.
Ben erkek gibi hep kararları veren olayım istemedim!
Ben fikirler uyuşsun istedim…
Birlikteliği özledim.
Ben erkek gibi bağıran olmak istemedim!
Ben susabilmeyi istedim…
Sakinlik ve huzuru özledim.
Ben erkek gibi özgürlük istemedim!
Kadın gibi sorgulanmak istedim…
Kıskanılmayı özledim.
Ben erkek gibi gözlerim uzaklarda olsun istemedim!
Yakınımdakileri sevmek istedim…
Paylaşabilmeyi özledim.
Ben erkeğimin bana ‘’seksisin’’ demesini istemedim!
Ben ‘’güzelim’’ denilsin istedim…
Yumuşacık duyguları özledim.
Ben erkek gibi güçlü görüneyim istemedim!
Gücü onlarda görmek istedim…
Sahiplenilmeyi özledim.
Ben erkek gibi arkadaş olayım istemedim!
Ben erkeğimin kadını olayım istedim…
Kadınım denilmesini özledim.
Ben erkek gibi hiç baba olmayı istemedim!
Ben hep anne olmak istedim…
Anneyken bile bu duyguyu özledim.
Ben hiç erkeğimin anası olmak istemedim!
Ben sevgilim denilsin istedim…
Fark edilmeyi özledim.
Ben hiç erkek gibi bir kadın olmayı istemedim!
Ben hep kadın gibi kadın olmayı istedim…
Ve içimdeki fahişeyi özledim.
Yaradılış tan mı? Yoksa! Yaşananlardan mı? Bir kadın, KADIN olmayı özler.
.
Daha doğduğumuz da fiziki, sonrasında bastırılmanın getirdiği kişilik ezikliğini düşünecek olursak! Sanırım..Yaşananlar, bize KADIN olmayı özlettiriyor.
Güçlü kadın, ezik kadın, anne kadın, hizmetçi kadın, frigit kadın, fahişe kadın, erkek kadın, seksi kadın, aptal kadın, zeki kadın, çirkin kadın, güzel kadın, yalnız kadın………………Amma adı var! Kadının.
Ve! Yaşamın getirdiklerinle, bu adlardan biri yakıştırılan türlü türlü kadın…..
Feminist değilim ve olmak da istemedim. Ne olanları, ne de sonradan olma feministleri de hiç sevmedim. Erkek erkekliğini, kadın da kadınlığını bilmeli diyenlerdenim. Ne yazık ki! Hayat şartları ve medeniyetin; sorumlulukla beraber fedakarlığın getirdiği birliktelik iletişimini, nasıl alt üst ettiğini ben de sizler gibi.. Yüreğim burkularak izlemekteyim. Erkeklerin; Uçkur derdine düşüp, yatıp kalkıp seksteki performanslarının hesaplarını yaparken! Bu arada; Geç kalmadan! Birlikte olduğu kadınların da bir şeyler isteyebileceğini fark edecek kadar, beyin ve gönül performanslarına dikkat etseler… Bizler de kadınlığımızı bu kadar özlemeyiz! Sanırım.
Sanırım; Hiçbir kadın, erkeğin yapması gereken işleri durup dururken üstlenmez. Sert ve tuttuğunu koparan, baskın karakterli bir kadın bile olsa; yüreği, erkek gibi olmayı istemez. Her Kadın, bilir ki! Erkekler güçlü kadın isteseler de... güçlü kadını sevmez. Kadın bilir ki; erkeğinden bir şey istemezse! Erkek kendini kendi gibi hissedemez. Kadın bilir ki; Erkek, kendisinden çok şey isteyen, kendisine öğretmenliği hissettirene sahip çıkar… İster. Ama bilmezler ki! Onları aptal ve yapmacık da bulsak bizler…Yalan değil! Yaşayabildikleri kadınlıklarını İmrenerek izler, hatta takdir ederler…
Eğer yaşam; Kadına güçlü olmasını gerektirecek bir yol çizip de… mecbur etmişse! Peki, güçlü kadının suçu ne? Sarıldıkları insanların, tutundukları adamların onları hak etmediklerini düşünüp; Aşka inançlarını kaybedip! Kendilerine sığındılarsa! Yalnız kadının suçu ne?
Eğer yaşam; Onca yükün altında ezilesi bir yaşam sunmuşsa, eğer bir de bu kadının çocuğu varsa…Analığın en büyük vazifesi olduğunu da farkına varmışsa… Yaptığı sadece ağlamaksa! Peki, bu kadının adı ne?
Bir kadını, kadın yapan erkeğiyse; Kadın kadın gibi olmayı istemişse… Buna rağmen! KADINLIĞINI ÖZLEMİŞSE…Suçlu kim? Nerede?

Gülay Kanarya



Bu yazıyı hatunca.net te okudum ve çok beğendim,yazanın kalemine sağlık,zaman ve sorumluluklar bazen kadın olduğumuzu bile unutturuyor,unutuyoruz ama böyle güzel yazılarla bi an bile olsa durup düşünmek insanın kendisini sorgulamasına sebep oluyor,sizlerle paylaşmak istedim...


http://www.nostaljim.org/
ee bizim sitemiz işte

25 Ekim 2009 Pazar

Yufka Ekmek ve Yapılışı

Bugün karşı komşum açma ekmek yapacakmış,e bende gideyim dedim,kalabalıkla birlikte güle eğlene ekmekler yapıldı,halada yapılıyor komşumda :)biz kadınlar aklımıza koymayalım yeterki,bakın neler bulmuş yapmışlar ekmek yapmak için,bildiğimiz eski sacdan banyo kazanları olurdu,onun davul fırın gibi olanından yapıp üstünede sac monte etmişler olmuş sana ekmek sacı nasıl ama?Tabi alışık olanlar hemen temin ediyorlar olmadı benim komşum gibi olan komşulardan ödünç istiyorlar ama alacak her zaman yapıyor çünkü,eee evinde teras katının olması avantaj tabiki :)




işte bu resimdede aşama aşama karelemeye çalıştım :)
bu leğen ikinci yoğuruluşu böyle bir leğen açıldı bu 2. :) ilk resimdeki komşum,2.resimdekide ben,laf aramızda kollarım koptu hamuru yoğururken,oda komşum kardı ben de iyice özleşene dek yoğurdum :)zor işler bunlar yaaa ama evel Allah yaparım yeterki isteyeyim :)sonuçta en son resimdeki ekmekler oluyor sonrada yeneceği zaman tek tek ekmekler sulanıp afiyetle yeniyor,herkes bilir bunu,bizim oralarda özellikle kurban bayramında ve içli köfte olduğunda istenir bu ,arasına koyup şöyle afiyetle yenir nede güzel olur,komşuma afiyet olsun güle güle yesinler,resim için izin verdiğinden dolayıda kocamannn teşekkürler Menduha hanıma

















13 Ekim 2009 Salı

Yumurtalı Patates Kavurması










malzemeler

4 tane büyük patates,

bir tane büyük kurusoğan

4 tane yumurta

1 kaşık tereyağ(margarin)

yarım su bar.mısır özü yada zeytinyağı,

2 çay.ka.tuz.

karabiber...




patateslerimizi soyup haşlayalım,haşlanan patatesleri püre haline gelene dek ezelim,tencereye,soğanı ince ince doğrayıp yağı koyup kavuralım,üstüne yumurtaları kırıp pişirelim ve sonra atatesleri atalım içine,tuzunu,karabiberini de ekleyip kısık ateşte iyice karıştıralım ve afiyetle yiyelim :))



www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :))

6 Ekim 2009 Salı

Etkinlik ve Öfeleme Çorbası







Ne zamandır bu çorbayı yapmak istiyordum,
sevgili http://kutsalsofra.blogspot.com/ arkadaşımda çorba etkinliği olunca bende hem yapmış olayım hemde arkadaşımın etkinliğine katılayım dedim...
Bu çorbayı kayınvalidemden öğrenmiştim,ee güzel yapardı yani oda,
gelelim tarifimize;

malzemeler;
1 kase un,
1 kase su,
5 kase su (etsuyu koyarsanız daha güzel olur)
bir tane bulyon(etsuyu olmadığında) :)
birkaç yaprak pazı yada maydanoz,
3 diş sarmısak,
2 kase yoğurt
2-3 çorba kaşığı zeytin yağı yada tereyağı,
bir tutam kırmızı biber...
bir çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı çiçek yağı

yapılışı;
önce 5 kase etsuyunu tencereye koyup içine tuz ve 1 kaşık çiçek yağını da ilave edip ocağa koyalım diğer yandan,
bir kase unu tepsiye dökelim,1 kase suya elimizi batırıp unun üstüne serpiştirip unu yuvarlayalım ama hamur olmayacak mercimek tanesi gibi olacak,bu işlem bitince
kaynayan suyumuzun içine hamurumuzu sürekli karıştırarak aktaralım (dikkat yapışmaması lazım)biraz pişince ince kıydığımız pazı yapraklarını yada maydanozu da içine atıp 5-10 dk pişirelim,pişerken,yoğurdumuzu sarmısaklayıp içine kaynayan çorbanın suyundan azar azar alıp iyice sulandıralım ve kaynayan çorbamızın içine yavaşca ilave edelim,
üzerinede zeytinyağımızı ocakta kızdırıp kırmızı biberle birlikte karıştırıp çorbamızın üzerine gezdirelim,afiyet olsun...


http://www.nostaljim.org/
eee bizim sitemiz işte :))

4 Ekim 2009 Pazar

Sen


***Sen***
Ne tarafa dönsem nereye baksam sen,
Gecemde sen,gündüzümde sen,
Ruhumda sen,aklımda sen,gönlümde sen,
Her yerde her güzellikte sen sen sen...

Ah yar;nasıl sevildiğini bir bilsen...
****
****
Esengül
***
eee bizim sitemiz işte)))

1 Ekim 2009 Perşembe

Sokak Kedileri ve Akıllı Kızım ***Bıdık***

Bıdık'ımız :)
Bu bizim akıllı kızımız Bıdık,kendileri Bolu'lu olup Ankara'da ikamet etmektedirler :)
Öyle cins değil kendisi,bildiğimiz sokak kedisi işte,bizde olmasının sebebi ise kedi sever kızım Emoş'umun sayesindedir,şimdi onu çok seviyoruz,ilk geldiğinde bakabilirmiyim diye çokk düşünsem de,sokağa bırakamazdım heleki kış yaklaşırken öyle bir vicdansızlık yapamazdım,hemen bir veterinerle iletişime geçtim,bir yuva bulmak için ama sonrasında onada kıyamadım,evde bana yoldaş oldu,hareketleriyle,sevimliliğiyle sevdirdi kendini bıdığım,şu andada yanımda uyuyor güzel kızım benim... :)öyle haşarılıkları yok,mazlum,tırnaklarını kesiyorum,pisliği yok,tuvaletini nereye yapması gerektiğini biliyor,kabından başka hiç bir yere yapmıyor,kaprisi yok,ne verirsek onu yiyor,kısacası o artık evinde mutlu, diye düşünüyorum :)
Gelelim geliş hikayemize,kızım okula giderken (Bolu'da okuyor kızım)otobüs durağında bıdığı görmüş ama çok küçüktü o zaman daha,3 aydır falan bizde demekki 1,5 2 aylık falanmış,(şimdi genç kız Bıdık'ımız:))
neyse efendim devam edelim :)
"anne ayaklarımın dibine geldi sürtündü gözlerime baktı bende sevdim otobüs geldi bindim gittim"diyor kızım,
"ama pişman oldum neden alıp evime götürmedim" diyede ekliyor,kendide evinde bir kedi besliyor,Fıstık hanım :) birazda ondan çekindi sanırım bakabilirmiyim diye,
ogün öyle geçip gidiyor,aradan 1 hafta 10 gün kadar geçiyor yine aynı durakta kızım yine aynı kediye rastlıyor,öyleki orda bekleyenlerin arasında geziniyor,kendini sevdirmek için sürünüyor ama bizim hayvan sever!!! bazı insanlıktan nasip almamış insanlarımız,kediyi yanlarına çağırıp gelincede ayaklarıyla iteklemiş düşürmüşler,bunu yapanlarda üni. öğrencileri eğitim gören gençlerimizden maalesef ki;(kimse üstüne alınmasın,elbette hayvan sevenlerde var onları tenzih ediyorum ama böyleleride var maalesef)kedicik yine kalkmış gitmiş yine eziyet edip kahkahalarla gülüp bi daha karnına tekme falan atıp kovalamaya çalışmışlar kızım dayanamamış ve kediyi kucaklamış ogün okula gitmemiş eve gelmiş,arkadaşıyla kediciği yıkamışlar,bir gözü çapaktan kapanmış çok az aralıkmış ve tam 3 kez banyo yaptırıp pirelerini tek tek temizlemişler iyice temizlendikten sonrada alıp veterinere götürüp kontrol ettirmişler,haziran 20 benim doğum günüm bana bir tel açtı,"anne sana bir hediyem var çok seveceksin "dedi, sonra dayanamadı söyledi,"anne Fıstık gibi değil çok cana yakın ayaklarımın dibinde geziniyor valla görsen çok seversin" falan diyerek kediciği bana hediye etti,tabi bana pirelerini temizlediğini hasta olduğunu,gözünün birinin çok az açık olduğunu otobüs durağında maruz kaldığı hareketleri söylediği zaman artık istesemde onu vermem imkansız dedim...
Şimdi evimizin neşesi,canıma yoldaş,Allah ömür verdiğincede bende kalacak inş. vermem kimselere diyorum,pek hayvan psikolojisinden anlamam ama kucağımızda balkona çıktığımızda öyle garip ses çıkarıyorki ağlıyor resmen,hadi düşecek korkusu diyoruz ama merdivenlerdende korkuyor karşı komşuma geçerken kucağımda ağlıyor Bıdık'ım,tekrar sokağa atılacağındanmı korkuyor acaba diye düşünüyoruz ama korkmasına hiç gerek olmadığını bir çocuğa anlatır gibi gözlerinin içine bakarak "korkma kızım seni sokağa atarmıyız hiç,sen bizim ailemizin bir parçasısın"diye konuşup anlatmaya çalışıyorum,oda karşılığında kucağıma iyice sokuluyor...
Bence herkes hayvan sahibi olmalı,onları dövmek,işkence etmek,dışlamak yerine sevmeyi denesek...
Şimdi sokakta kedi görünce içim acıyor,helede yavru kedi görünce,öylesine sevgiye şevkate muhtaçlar ki,sadece uzanacak sevgi dolu bir el bekliyorlar inanın,eziyet edecek elleri değil...


www.nostaljim.org
eee bizim sitemiz işte :)))